1 Nisan 2021 Perşembe

ÖNSÖZ


Face'de bakınırken Sevil Yüksel Torunlar ve Ali Nezihi Bilge kardeşlerimin ortaokulda birlikte okuduğumuz I-A sınıfı üzerine yazdıklarını gördüm. Ben de onlara katıldım. Cengiz Toklu da beraber olunca bir grup kurmak fikri oluştu. Ayrıca Sevil Yüksel'in sıra arkadaşı  Sema Yüksel de katılınca umutlarımız arttı. Hemen bir face grubu kurdum ve bugünlere geldik.

Grubu kurarken amacımız sınıf arkadaşlarımızı bulup biraraya getirmekti. Grubu büyütemeyince 1960 yılı öncesinde YKL'de okuyanları hedef aldık. Belge ve bilginin  öğretmen çocuklarında daha fazla toplanmış olduğunu görünce üyelerimizi onlarla arttırdık.

Amacımız bizi  yetiştiren öğretmenlerimizin unutulmaması için onların isim ve resimlerini eş ve çocuklarının bilgilerini belgeleştirmek şeklini aldı. Grup fotoğraflarında onları isimlendirerek unutulmamalarını sağladık.


Bizim kuşağın farklı oluşunu belirleyen yaşadığımız olaylar olmalı.

Şimdi 1960 yılını temsili olarak değişim yılı kabul edersek neler değişti sıralamaya çalışayım:

Amerika'da delikli kart ve bilgisayar hayata girdi. (İlk delikli kartı o yıllarda görmüştüm).
Yuri Gagarin dünya çevresinde dolaştı.
Naylon gömlek ve giderek plastik hayatımıza girdi.
Transistör bulundu. Lambalı radyolar yok oldu.
Helikopter kullanılmaya başladı.
Pervaneli uçakların yerine jet motorlu uçaklarla yolcu taşınmaya başladı.
Türkiye, Küba ile birlikte bir nükleer hedef olduğunu fark edemeden bir savaşın eşiğinden döndü.
AFS(American Field Service) ve Barış Gönüllüleri ile tanıştık. Türkiye CIA için araştırma projesi oldu.
Menderes enflasyon kavramını bilmeden ülkeyi idare etti. Ülke duvara tosladı. Plan yapmanın gerektiğini öğrendik.

Öğretmenlerimiz, Cumhuriyet İlkeleri ve Atatürk Devrimleri ile yetişmiş idealist kişilerdi. Onlar için doğruluk, hak ve adalet ana ilkelerdi. Sanat, bilim ve teknik ulusça ilerlememiz için elimizdeki tek olanaklardı. Bizleri de o ilkeler ışığında şekillendirdiler.  Bugün din ticareti ile yok edilmiş olan Cumhuriyet'imizde, onları ve onların değerini unutmamamız gerektiğini genç kuşaklara anlatmalıyız. 

Bu çalışmayı yaparken konuya en yakın arkadaşlarımdan destek alamadım. Yıllar sonra kendim de hatırlama zorluğu çekiyorum. Hatırlayamamak ve hatalı yönlendirmeden kaçınmayı katılmama sebepleri olarak görüyorum. En büyük destek öğretmenlerimizin çocuklarından geldi. Sevil Yüksel, Sema Yüksel, Sergülen Onan Dervişoğlu , Handan Özçetin, Sibel Böke Tenbekçi ve Oya Armay kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca Gökçin Kızılırmak, Doğan Öcalan ve Levent Onan kardeşlerime de yardımları için teşekkür ediyorum.



Yazıları konu başlıklarına tıklayarak okumak mümkün. Sıra ile okumaya gerek olmamakla beraber menüden aşağı doğru sıra ile okumak daha uygun olabilir.

 

Bilgilere internet ortamında erişmek çok güzel ve kolay. Bilgi kirliği taşıyan ve bir torba içine doldurulmuş belge ve fotoğraflardan doğrulara erişmek gerek. Bunu yaparak gelecekte izlenebilir belgeler oluşturmayı amaçlıyorum.  Çalışmama esas olan belgeler kişisel arşivlerden ve okuldan bulunan belgelerle birlikte facebook aracılığı ile bulunan bilgi ve fotoğraflardan oluşuyor. Taslak olarak yaptığım bu çalışma düzenlenerek ve düzeltilerek gelişecektir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BELGE OLMADAN FİKİR YÜRÜTMEK

TARİHCE: 1951-52 öğretim yılında okulumuz, 1 Kasım 1951 tarihinde bir sınıf, bir şube olarak eğitime başlamıştır.   1952-53 öğretim yılında...